Uluslararası Ticaret Sözleşmelerinin Hazırlanması ve Yurtdışında Alacak ve Ticari İş Takibi
Uluslararası Ticaret Sözleşmelerin Hazırlanması
Dünyada uluslararası ticaretin önündeki engeller birer birer kalkarken ülkemiz de özellikle coğrafi konumu itibariyle önemli bir üretim merkezi halini alıyor. Özellikle Avrupa’ya olan yakınlık, ucuz iş gücü ve döviz kuru nedeniyle yabancılar için Türkiye’de üretilen ürünleri satın almak daha cazip hale gelmekte. Bu noktada uluslararası ticari işler için nasıl sözleşme hazırlanması gerektiği üzerinde duracağız.
Genel Kurallar
Bu konuda her bir satışın özelinde hazırlanacak evrakın yanında tüm ticari işlemler için geçerli genel kurallar belirlenmelidir. Bu temel metinde, hazırlanan sözleşmenin alıcı satıcı arasındaki tüm ticari iş ve işlemlere uygulanacak tek temel metin olduğu belirtilmelidir. Bu ticari faaliyetin satıcının kontrolünde olmasını sağlar. Elbette her iş özelinde genel hükümlerin istisnaları belirtilebilir. Ancak bunun da sözleşmede açıkça yazılı olması gerekir.
Sözleşmede yer alacak kavram ve kısaltmaların metne işlenmesi de ileride karşılaşılabilecek kafa karışıklığını önlemek için yerinde olacaktır.
Sözleşmede satıcı tarafından uyulan standart ve garantilerin belirtilmesi gerekir. Yine ülkemiz dışında cari standartlardan sorumsuzluğa dair bir hüküm de eklenmelidir. Zira malların hangi amaçla hangi ülkelerde kullanılacağını satıcı öngöremeyebilir. Böyle bir öngörü dahi olsa satıcının sorumluluğu Türk standartları ile bağlı olmalıdır. Türk standartların ötesinde bir üretimin istenmesi durumunda bunun açıkça sözleşmede belirtilmesi gerekir. Türk hukukunun bu konuda öngördüğü kural ve şartların kendi ülkesi ya da üçüncü ülkelere uygunluğunun denetimini alıcı yapmak zorunda olmalıdır.
Satıcının internet sitesinde veya alıcıya göndereceği metinler arasında bu standartlar bulunmalıdır. Ayrıca sözleşmeye internet ortamında mevcut olan bilgilerin kendisine yapılmış tebligat sayıldığını da eklemek gerekir.
Üretilen malların nasıl kullanılacağı ve saklanacağı sözleşmede belirtilmelidir. Zira malların kusursuz olarak alıcıya tesliminin yanında eğer depolanacak ise bunun nasıl yapılacağı belirtilmelidir.
Rüçhan hak iddiası
Alıcının talimatları ile üretilecek dizayn, model, ifade, çizim vs nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü rüçhan hak iddiasından alıcının sorumlu olduğu beyan edilmelidir. Zira alıcının talepleri ile ilgili fikri ve sınai mülkiyet hak iddiasından üretici sorumlu olmamalıdır. Alıcı tarafından bu konuda talepte bulunulurken herhangi bir fikri-sınai mülkiyet hakkının ihlal edilmediğinden emin olunmalıdır.
Nakliye
Norm teslim yöntemi sözleşmede belirtilir ve kural olarak bu Fabrikada teslimdir. Bu yöntemde Satıcı malları üretim adresinden taşıyıcının aracına yükleyerek gümrüklemeyi yaparak teslim eder ve satıcının sorumluluğu burada biter. Bunun haricindeki teslim şekilleri üçüncü tarafından satın alınacak bir nakliye hizmetini gerektirir. Bu durumda taşıma şirketi kaynaklı herhangi bir zarardan Satıcı değil taşıyanın sorumlu olduğu belirtilmelidir.
Tebligat
Tarafların tebligat adresleri, tebligatın nasıl yapılacağı, kimler tarafından yapılan tebligatın muteber olduğu belirtilir.
Sözleşmenin kurulması
Genel olarak sözleşme süreci taraflar arasındaki ön görüşmeler ile başlar. Bu süreçte Alıcı her türlü bilgiyi Satıcıdan alarak tekliflerini Satıcıya sunar. Satıcı görüşülen hususlarla ilgili Fiyat Teklifini (FT) hazırlayarak Alıcıya iletir. FT öneri niteliğindedir ve bağlayıcılığı yoktur. Bu çerçevede gerçekleştirilen görüşmeler sonrasında Alıcı nihai siparişini hazırlayarak Satıcıya bildirir. Taraflar anlaştığı takdirde siparişe ilişkin Proforma Fatura (PF) hazırlanır ve kesin teklif niteliğinde alıcıya gönderilir. PF’nin hangi sürelerde geçerli olduğu sözleşmede belirtilmelidir. Bu belgenin imzalı halinin satıcıya ulaşması ile sözleşme kurulmuş olur.
Ürün Uygunluk Onayı
Ürünlerle ilgili olarak Alıcı numune talep ederek bunlar üzerinde istediği kontrolleri ve testleri yapma hakkını haizdir. PF’nin imzalanarak Satıcıya ulaştırılması ile numunelerin incelenerek onaylandığı kabul edilir. Numune almadan PF’yi imzalayan Alıcı ilgili üretimi kabul etmiş demektir. Bu durumda Alıcı ürünün uygun olmadığını ileri sürerek sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerine aykırı davranamaz.
Zamana Yaygın Üretim
Uzun süreli üretim programı gerektiren işler için satıcı tarafından Ön Sözleşme hazırlanır. Geçerlilik süresi belirlenir. Bundan sonra hazırlanacak PF’ler buna göre düzenlenir.
Cari hesap
Taraflar arasında sürekli gerçekleştirilecek alış verişlerde bir cari hesap tutulabilir. Cari bir hesabın bulunduğu durumda müşterinin kredi limiti belirlenmeli ve bunun aşımı durumunda üretim ve teslim durmalıdır. Ayrıca cari hesap özeti belli aralıklarla alıcıya gönderilerek onaylaması istenilmelidir ki borç için kesin delil teşkil etsin.
Siparişin İptali
PF’nin imzalı halinin Satıcıya ulaşmasından sonra Alıcı sözleşmeyi feshetmek isterse Satıcının bu nedenle uğradığı tüm zararları karşılar. Alıcının fesih bildiriminin Satıcıya ulaştığı gün sözleşmenin feshedildiği tarih olarak kabul edilir. Böyle bir fesih durumunda üretilen her türlü ürün veya hammadde bedelinin karşılanması durumunda Alıcıya gönderilebilir. Alıcı tarafından tüm bedeller ödenmez ise satıcı dilediği şekilde ürün ve hammaddeyi ortadan kaldırır.
Sevkiyat
Sevkiyatın ne zaman yapılacağı sözleşmede belirtilir ve üretim sonrası kesin teslimin ne zaman yapılacağı Alıcıya bildirilir. Satıcı tarafından ürünlerin teslime hazır olduğu Alıcıya bildirildikten sonra belli süre içinde ürünlerin Alıcı tarafından teslim alınması zorunludur. Teslimi taahhüt edilen miktarda oluşabilecek %5 lik artı eksi fark teslimde kusur sayılmamalıdır. Nakliye masrafları ile ilgili olarak yazılan tutar ile sevk günü nakliye masrafları arasında bir fark ortaya çıkar ise bu fark Alıcı tarafından ödenir.
Teslim Almaktan Kaçınmak
Satıcının fabrikada teslime hazır olduğunu bildirmesine rağmen bildirimi takip eden belli süre içinde alıcı malları almaz ise teslim gerçekleşmiş sayılarak, Satıcı bu teslimatın tüm bedelini hak eder. Nakliyenin Alıcı tarafından organize edileceği durumda bu organizasyonu yapmaktan kaçınması, malların ithalat işlemlerini yapmaması, gerekli evrakı sağlamaması, fiilen malların teslim alınmaması durumunda alıcının malları almaktan kaçındığı kabul edilir. Alıcı bu durumda hem ürün bedellerini hem de bu nedenle Satıcının uğradığı zararları karşılar.
Malların satıcı tarafından gönderildiği durumda ise malların alıcının tasarruf alanına girmesinden sonra 15 gün içinde mallar Alıcı tarafından teslim alınmaz ise Satıcının teslimatı yaptığı kabul edilir. Teslim almaktan kaçınma nedeniyle Alıcı ürün bedelini ödemekten kurtulamaz.
Fabrikada teslimin öngörüldüğü durumda Alıcının malları teslim almaması durumunda mallar Satıcının deposunda muhafaza altına alınır. 2 ay süre ile muhafaza altına alınan mallar bu süre sonunda imha edilir. Bu imhaya dair satıcı tarafından tutanak tutulur. Bu nedenle uğranılan tüm zararlar alıcı tarafından tazmin edilir. Malları almaktan kaçınan alıcı malların kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek bedel ödemekten kurtulamaz.
Ayıplı Mal
Alıcı malların yetki ve kontrol alanına girmesini izleyen 7 gün içerisinde mallarla ilgili kontrolünü yaparak kusur olup olmadığını tespit eder. Kusurlu mal iddiası veya başka bir itirazı var ise Satıcıya yazılı halde fiili kontrol tarihinden itibaren 7 gün içinde bildirmelidir. Bu süre içerisinde mallarla ilgili itiraz yapılmaz ise üretim ve teslimin sözleşmeye uygun olarak yapıldığı kabul edilir.
Tespit ve İspat
Malda kusur var ise kusuru açıklayan fotoğraf ve videolar, kusurlu olduğu iddia edilen ürünlere ait numuneler ile kusura dair tutulan tutanak veya rapor Satıcıya gönderilir. Alıcı bu konuda Satıcı tarafından istenebilecek her türlü bilgi ve belgeyi sunmakla yükümlüdür. Satıcı tarafından gerekli görülürse alıcının deposunda ürün incelemesi yapılabilir.
Alıcı Satıcının yazılı iznini almadan kusurlu gördüğü ürünleri yok edemez. Aksi halde kusur iddiasını ispat edememiş sayılır. Ayrıca yapılan inceleme ve araştırmalar sonrasında kusurun ispat edilemediği durumda Satıcının bu nedenle uğradığı her türlü masraf Alıcı tarafından karşılanır.
Kusur Sorumluluğu
Teslim edilen malların bir kısmının kusurlu olduğunun ispatı Alıcıya sözleşmeyi fesih hakkını vermez. Yine bu sebeple Alıcı teslimatı bütünüyle reddedemeyeceği gibi ödemelerini yapmaktan da kaçınamaz. Satıcı bu konuda gerekli incelemeyi yaparak malların kusurlu olduğunu kabul ederse kusurlu ürünlerin yerine aynı miktar ve nitelikte yeni ürünleri ek ücret talep etmeden teslim eder. Bunun yanında kusurlu miktarın tutarı kadar kredi belirleyebilir. Kusurlu mallar nedeniyle doğrudan veya dolaylı oluştuğu ileri sürülen başka bir zararın tazmini Satıcıdan istenemez. Ürün raf ömrünün sona ermesi sonrasında herhangi bir şekil ve sebeple ürünlerle ilgili olarak satıcının kusur sorumluluğuna gidilemez.
Kusur Sayılmayan Haller
İşin doğasından kaynaklanan ve ticari teamüllere uygun olarak oluşabilecek farklar kusur sayılmaz. Malların %2 lik bir kısmında bir ayıp bulunması kusur oluşturmaz.
Ödeme
Satıcı tarafından norm bir ödeme şekli kabul edilebilir. PF imzası sonrası %50 ve yüklemeden önce %50 gibi. Satıcı ve alıcı aralarında başka ödeme şekilleri tespit edebilir. Ancak bu durum her halde PF de yer almalıdır. Taraflar arasında cari hesabın bulunduğu durumda Alıcı bir PF belirterek ödeme yapsa bile yapılan ödeme öncelikle bakiye borçtan düşülür. Alıcının cari hesap borç bakiyesi bulunduğu sürece bir ödeme ve PF’ye dayanarak herhangi bir hak talebinde bulunamaz.
Alıcının öteleme talep etmesi ve Satıcının bunu kabul etmesi ile ötelenen tarihte ödemenin yapılacağı konusunda taraflar arasında sözleşme kurulmuş olur. Bu taahhüdüne aykırı olarak ötelenen tarihte de Alıcı yine ödeme yapmaz ise yapması gereken ödemenin %20 sini cezai şart olarak Satıcıya ödemek zorundadır. Bu sadece, verilen söze aykırı davranış nedeniyle öngörülmüş bir ceza bedelidir. Sözleşme kaynaklı hiçbir borca mahsup edilemez.
%20 cezai şarta ek olarak ötelenen tarihte de ödeme yapılmaz ise ayrıca bu tarihten itibaren her bir tam hafta için fatura tutarının %5 i oranında gecikme cezası Alıcı tarafından Satıcıya ödenir. Bu ödeme de sözleşme kaynaklı başkaca hiçbir borca mahsup edilemez. Bunların yanında gecikme kaynaklı ek bir zarar ortaya çıkıyorsa alıcı bunu da tazmin eder.
Cari Hesap
Uzun vadeli üretimler için satıcı tarafından cari bir alacak hesabı tutulur. Bu hesap bakiyesinde yer alan tutar alıcının güncel borcunu belirler. Cari hesap kayıtlarında farklılık bulunması durumunda satıcı tarafından tutulan cari hesap detayları geçerlidir. Satıcı tarafından 6 ayda bir cari hesap özeti alıcıya gönderilerek onaylaması istenir. İmzalı ve onaylı cari hesap özeti alıcı bakımından borçları için kesin delildir. Alıcı bunun aksini iddia edemez.
Alıcının İflası ve Aczi
Alıcının iflas ettiği veya ödemelerini yapmakta zorlandığına dair bilgi edinmesi üzerine Satıcı, alıcıdan ödemeler için ek teminatlar vermesini veya peşin ödeme yapmasını isteyebilir. Satıcı bu talebini Alıcıya ileterek 15 gün süre verir. Bu süre çerçevesinde sözleşme askıdadır. Bu sürede Alıcı gerekli teminatları vermez ise Satıcı sözleşmeyi feshederek zararlarını Alıcıdan talep eder.
Fesih
Ödemesini yapmayan ve öteleme de istemeyen Alıcı ile kurulan sözleşme Satıcı tarafından haklı olarak feshedilerek üretim durdurulur. Teslimatlar gerçekleştirilmez. Ancak bu tarihe kadar gerçekleştirilen üretim maliyetlerinin karşılanması sonrasında üretilen ürünler Alıcıya teslim edilir. Bunun yanında bedeli ödenen ancak teslimatı yapılmamış ürünler tüm borçlarını ödeyene kadar Alıcıya gönderilmez.
Mülkiyeti Muhafaza Kaydı
Tüm teslimatlar mülkiyeti muhafaza kaydı ile gerçekleştirilir. Alıcı teslim aldığı malın bedelini ödeyene kadar satıcı mülkiyeti muhafaza eder. Malın mülkiyeti ancak tamamen bedelinin ödenmesi ile alıcıya geçer. Birden fazla teslimatı içeren uzun vadeli iş ilişkilerinde alıcı tarafından tüm borç bakiyesi kapatılmadığı sürece gönderilen malın bir kısmı için yapılan ödeme ileri sürülerek mülkiyet hakkı iddiasında bulunulamaz.
Bu kayıt malın bedelinin ödenmemesi veya alıcının iflası nedeniyle parasının alınamadığı durumda malın geri alınabilmesini sağlar.
Mücbir Sebepler
Savaş olayları, hükumet işlemleri, terörizm, salgın hastalık, grev, toplumsal olaylar, isyan, ayaklanma, büyük çapta sivil gösteriler, darbe, askeri harekât ve hareketler, iletişim araçlarındaki kesintiler, nakliye zincirindeki kopukluklar, hammadde tedarikindeki güçlükler, ekonomik dalgalanmalar, maliyet kalemlerinin herhangi birinde oluşabilecek ani artış, kaza, yangın, su baskını, deprem, fırtına ve diğer doğal afet ve felaketler, idari veya yargısal herhangi bir otoritenin verdiği karar, emir ve diğerleri mücbir sebep sayılır.
Mücbir sebepler nedeniyle Satıcı herhangi bir sözleşme yükümünü yerine getiremez ise tüm üretim süreçlerini durdurabilir veya haklı sebeple sözleşmeyi feshedebilir. Bu nedenle Alıcı tarafından herhangi bir ad altında Satıcıdan tazminat talep edilemez. Sözleşmenin fesih tarihine kadar üretilen tüm ürünler Alıcı tarafından teslim alınır ve bedelleri ödenir. Kısmi teslim nedeniyle Alıcı sözleşmeyi feshedemez ve malları teslim almaktan kaçınamaz.
Alıcı tarafından mücbir sebeplerle sözleşme yükümünün yerine getirilemediği durumda Alıcının talebi ve Satıcının kabulü ile sözleşme feshedilerek o tarihe kadar oluşan Satıcının zararları Alıcı tarafından tazmin edilir. Satıcı Alıcının sunduğu sebepleri mücbir sebep olarak kabul etmez ise sözleşme geçerliliğini korur. Alıcı bu durumda sözleşmeden döner ise Satıcı sözleşmeyi feshederek sözleşme nedeniyle uğradığı tüm zararları Alıcıdan talep eder.
Olağanüstü Durumlar
Mücbir sebep, Force Mejure, Act of God kavramlarının genel hukuki tanımına girmeyen ancak Satıcı için kendi iradesi dışında gerçekleşerek ifayı çok zorlaştıran veya imkansız hale getiren herhangi bir durum olağanüstü hal sayılır. Bu durumda da mücbir sebeplere uygulanan kurallar geçerlidir.
Uyuşmazlıkların Çözümü
Alıcı ve Satıcını arasında doğacak uyuşmazlıklar sözleşme çerçevesinde öncelikle sulh yoluyla çözülür. Tarafların uzlaşamaması durumunda ortaya çıkacak her türlü ihtilaf İstanbul ilinde kurulu Türk Mahkemeleri ve icra daireleri tarafından Türk Hukuku, genel kurallar ve PF çerçevesinde çözümlenir. Türk makamları önünde gerçekleştirilecek her türlü işlem için GİŞ’in Türkçe versiyonu geçerlidir.
Yurtdışında Alacak ve Ticari İş Takibi
Alıcının yapılan sözleşmeye rağmen sözleşme yükümünü yerine getirmemesi üzerine satıcının uğradığı birçok zararın nasıl karşılanacağı sorusu ortaya çıkar. Malın bedeli, üretim ve sevk maliyetleri, malın alıcı tarafından alınmaması nedeniyle uğranılan demuraj masrafları vs. satıcının zarar kalemlerini oluşturabilir.
Böyle bir durumda gerek alıcı ülkesinde bir alacak takibinin alıcı nezdinde yapılması gerekse yine aynı ülkedeki adli ve idari otoriteler karşısında hak iddialarının ileri sürülerek savunulması gerekir.
Böyle bir durumda öncelikle satıcının hak iddialarını ve dayandığı evrakı gerektiği şekilde hazırlaması gerekir. Bu konuda Türk avukatlar ve hukuk danışmanları yardımcı olabilir.
Bunun yanında ilgili ülkede gerekli başvuruların yapılması için o ülkede avukatlık faaliyetini icraya yetkili avukatlar veya hukuk danışmanları ile çalışılabilir. Yabancı ülkedeki avukata satıcı tarafından vekalet verilerek işlerinin takibi sağlanır.
Vekalet verme sürecinde öncelikle ülkemizdeki noter, valilik ve ilgili büyükelçilik süreçlerinden geçilir. Daha sonra bu şekilde hazırlanan vekalet yabancı ülkedeki avukata iletilerek kendi ülkesinde vekaletin resmi makamlar önünde tanıtılması sağlanır. Bundan sonra yabancı ülkedeki avukat satıcı kendi ülkesinde temsil etme hakkına kavuşur.
Ancak bu noktada yine bir Türk avukat tarafından işin her iki ülkedeki kısmının takibi yerinde olur. Zira yabancı bir ülke dahi olsa hukukun temeli aynıdır. Ancak usule dair farklılıklar ve basit mevzuat değişiklikleri mevcut olabilir.
Eğer dava açmak gibi bir durum söz konusu değil ise Türk avukatlar tarafından da ilgili metinler ve hak iddiasına ilişkin olarak hazırlanan metinlerin çevirisi ile ilk girişimler gerçekleştirilebilir. Ancak dava ve icra süreçleri söz konusu olacak ise bunun için elbette ilgili ülkeden bir avukat ile çalışılmalıdır.
Genel olarak hangi ülke olursa olsun iş ve işlemler alıcı ve satıcı arasında İngilizce yürütülür. Mahkeme ve icra safhasına geçilmediği sürece iletişim için akıcı bir İngilizce yeterli ve gereklidir.
Bunun yanında bir dava açılmadan önce yargısal süreçlerin uzun süreceği ve belirsizliği göz önüne alınarak sulh olma yoluna gidilmelidir.
Bir yanıt bırakın